25 Aralık 2017 Pazartesi


Allah'ım beni yavaşlat. 
aklımı sakinleştir, kalbimi dinlendir.
günün karmaşası içinde, 
bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver. 
sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, 
belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka.
anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; 
bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, 
güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, 
bir kitaptan birkaç satır okumayı, 
balık avlayabilmeyi, 
hülyalara dalabilmeyi öğret.
her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. 
hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, 
yaşamda 
hızı artırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim.
heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla. 
bakıp göreyim ki 
onun böyle güçlü ve büyük olması 
yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır.
ve hepsinden önemlisi: 
Allah' ım, 
bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için 
‘cesaret’, 
değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmem için 
‘sabır’,
ikisi arasındaki farkı bilmek için 
‘akıl’ 
ve beni aşkın körlüğünden 
ve yalanlarından koruyacak 
‘dostlar’ 
ver.




******
bu metin milattan yaklaşık 2000 yıl önce 
hititler’e ait kalıntılar içerisinde bulunan bir duvar yazısına aittir.




21 Ekim 2017 Cumartesi

KORKUYORUM


Yağmuru seviyorum diyorsun,
Yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
Güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
Rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
İşte,bunun için korkuyorum;
Beni de sevdiğini söylüyorsun...

                                                                         William Shakespeare

9 Eylül 2016 Cuma

Yerçekimli Karanfil


Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde  
Oysaki seninle güzel olmak var  
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi  
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda  
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.  

Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte  
Sen de bir başkasına  veriyorsun daha güzel  
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor  
Derken karanfil elden ele.  

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle  
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil  
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk  
Birleşiyoruz sessizce.  
  
                                                            Edip CANSEVER  

15 Şubat 2016 Pazartesi

Ne İçindeyim Zamanın

Ne içindeyim zamanın, 
Ne de büsbütün dışında; 
Yekpare geniş bir anın 
Parçalanmaz akışında, 

Bir garip rüya rengiyle 
Uyuşmuş gibi her şekil, 
Rüzgarda uçan tüy bile 
Benim kadar hafif değil. 

Başım sükûtu öğüten 
Uçsuz, bucaksız değirmen; 
Içim muradıma ermiş 
Abasız, postsuz bir derviş; 

Kökü bende bir sarmaşık 
Olmuş dünya sezmekteyim, 
Mavi, masmavi bir ışık 
Ortasında yüzmekteyim.

                                             Ahmet Hamdi Tanpınar                                   

12 Şubat 2016 Cuma

Dalgacı Mahmut


İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda, 
Ne haltedeceğimi bilemem.

                                         Orhan VELİ

11 Şubat 2016 Perşembe

Masalların Masalı

Su başında durmuşuz, 
çınarla ben. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarla benim. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınarla bana. 

Su başında durmuşuz, 
çınarla ben, bir de kedi. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarla benim, bir de kedinin. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınarla bana, bir de kediye. 

Su başında durmuşuz, 
çınar, ben, kedi, bir de güneş. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınara, bana, kediye, bir de güneşe. 

Su başında durmuşuz, 
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze . 

Su başında durmuşuz. 
Önce kedi gidecek, 
kaybolacak suda sureti. 
Sonra ben gideceğim, 
kaybolacak suda suretim. 
Sonra çınar gidecek, 
kaybolacak suda sureti. 
Sonra su gidecek 
güneş kalacak; 
sonra o da gidecek... 

Su başında durmuşuz. 
Su serin, 
Çınar ulu, 
Ben şiir yazıyorum. 
Kedi uyukluyor 
Güneş sıcak. 
Çok şükür yaşıyoruz. 
Suyun şavkı vuruyor bize 
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze...


                                                                                  7 mart 1958, Varşova 
                                Nâzım Hikmet

12 Temmuz 2015 Pazar

ABBAS

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

                                         Cahit Sıtkı TARANCI