11 Şubat 2016 Perşembe

Masalların Masalı

Su başında durmuşuz, 
çınarla ben. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarla benim. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınarla bana. 

Su başında durmuşuz, 
çınarla ben, bir de kedi. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarla benim, bir de kedinin. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınarla bana, bir de kediye. 

Su başında durmuşuz, 
çınar, ben, kedi, bir de güneş. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınara, bana, kediye, bir de güneşe. 

Su başında durmuşuz, 
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. 
Suda suretimiz çıkıyor, 
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün. 
Suyun şavkı vuruyor bize, 
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze . 

Su başında durmuşuz. 
Önce kedi gidecek, 
kaybolacak suda sureti. 
Sonra ben gideceğim, 
kaybolacak suda suretim. 
Sonra çınar gidecek, 
kaybolacak suda sureti. 
Sonra su gidecek 
güneş kalacak; 
sonra o da gidecek... 

Su başında durmuşuz. 
Su serin, 
Çınar ulu, 
Ben şiir yazıyorum. 
Kedi uyukluyor 
Güneş sıcak. 
Çok şükür yaşıyoruz. 
Suyun şavkı vuruyor bize 
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze...


                                                                                  7 mart 1958, Varşova 
                                Nâzım Hikmet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder